** BİR FIKRA **

Fıkra No..:291 Fıkra Adı..:Temelin babası nasıl öldü? Tarih..:2/13/2002


Temel'in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"


Kategori..:Temel Puan..:8.702

Oy Ver.....:        Bu Fıkra İçin Oy Ver. 1-En Kötü  10-En İyi

Bu fıkrayı Email adresine,
Gönderen (Ad Soyad)  

** GÜNÜN SÖZÜ **

Bazı insanlar ellerine geçen tüm fırsatlarda zorluğu,
Bazı insanlarsa her zorlukta fırsatları görürler.

** BİR KARİKATÜR **

**FIKRA GİBİ**

Fıkra Gibi No..:33 Fıkra Gibi Ad..: Kötü Haber


İstanbul'da universitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kızım benim. N'abersin bakalım?..."
-"Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayırdır? Bi sorun mu var?... Kiz ağlamaya başlar; babası ise üzüntü ve merakla :
-"N'ooldu kızım? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş..."
-"Ne evi ? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı ya. Ben onunla evlendim."
-"Iyi halt ettin. Neyse, artık yapacak bir şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın..."
-"Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotograflarımı Internetten herkese yollayacakmış...."
-"Puuh. Rezil... Çıplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacığım. O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir şey yapacağını."
-"Peki. Olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı...öğleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotografları..."
-"Sağol baba. Eeee. Şey...Bir de kurtaj icin 2 milyara ihtiyacım var..." Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur:
-"Kurtaj mı ? Bir de hamile mi kaldın o çocuktan sen?..."
-"Aslında ondan değil... Zenci bir çocuk vardı...Zaten o yüzden ayrılıyoruz ya...." Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu duşer, artık inleyerek konuşmaktadır:
-" Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahım. Nedir bu başımıza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını..."
-"İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü..." Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu sekilde konusmasını sürdürebilir:
-"Okuldan mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmıycam sana. İlk isteyenle de evlendiricem...."
-"O iş zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben..."
-"Allahım, çıldıracağım... Bir de cinsel hastalıklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadasları vardı. Bilmem artik hangisinden kapmışımdır..." Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir; ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
-"Hemen bu aksam dayını yolluyorum oraya. Seni alıp gelecek.."
-" Mahmutpasa Karakolu'ndayım... Gelirken kefalet icin de biraz para getirsin yanında..."
-"Karakol mu?...Bir de karakola mı düştün layyynnn? Ne yaptın?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de kokorecci dükkanına girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım..." Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime; adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar:
-"Babacığım. Sakın üzülme. Bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım..." Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır:
-"Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin....

     

** BİR HİKAYE **

Hikaye No..:49 Hikaye Adı..: Gizli Yüz


Yıllar önce çalışkan bir adam,ailesini avantajlı bir iş imkanı sağlamak için Newyork'tan Avusturalya'ya götürdü.Adamın ailesinden biri, sirke trapez artisti olarak katılmak veya aktör olma tutkusu olan genç ve yakışıklı oğluydu.Bu genç adam zamanını bir sirk işi yada herhangi bir sahne işi gelene kadar kasabanın sınırındaki batı bölümünde yerel bir tersanede çalışarak geçirdi. Bir akşam, işten eve gelirken ,onu soymak isteyen beş haydut tarafından saldırıya uğradı.Genç adam, parasından vazgeçmek yerine onlara karşı koydu.Bununla birlikte onu kolayca alt ettiler ve onu feci şekilde dövmeyi sürdürdüler.Botlarıyla yüzünü parçaladılar ve tekmelediler,vücuduna sopalarla acımasızca vurdular ve onu ölüme terk ettiler.Aslında polisler,onu yolda uzanmış bir şekilde bulduklarında, onun öldüğünü sanmışlardı. Morg yolunda, polislerden biri, adamın zorlukla nefes aldığını duydu ve onu hemen hastanedeki acil bölümüne götürdüler.Acil bölümünde yatarken,bir hemşire korku içinde bu genç adamın uzun süre bir yüze sahip olamayacağını fark etti.Göz yuvaları parçalanmış,kafatası,bacakları ve kolları kırılmış, burnu askıda kalmış, bütün dişleri kırılmış ve çenesi hemen hemen kafatasından ayrılmıştı. Yaşama imkanı az olmasına rağmen,bire yıla yakın zamanını hastahanede geçirmişti.Sonunda hastahaneden ayrıldığında, vücudu iyileşmişti fakat yüzü bakılamayacak kadar biçimsiz ve iğrençti.Artık herkesin imrenerek baktığı yakışıklı genç değildi. Genç adam,yeniden iş aramaya başladığında,herkes tarafından geri çevrildi.Bir iş veren,ona,sirkte "Yüzü Olmayan Adam"adında tuhaf bir şov önerdi ve bir süre bu işi yaptı.Bu olanlar boyunca o, hala herkes tarafından reddediliyor,işyerinde hiç kimse onunla görünmek istemiyordu.Genç adam intiharı düşünmüştü.Bütün bunlar beş yılda gelişmişti. Bir gün, kiliseye uğradı ve bir teselli aradı.Kiliseye girerken onu, kilisenin sırasına diz çökmüş,hıçkıra hıçkıra ağlarken gören bir rahiple karşılaştı.Rahip ona acıdı ve onu uzun uzadıya konuştukları odasına götürdü.Rahip büyük ölçüde etkilenmişti,onun yaşamını ve gururunu tekrar kazanabilmesi için elinden gelen herşeyi yapabileceğinin mümkün olduğunu söyledi.Ama genç adam,iyi bir katolik olabileceğine söz verecek ve olacaktı. Genç adam hergün ibadet için kiliseye gidiyor ve ibadet ediyordu ve Allah'a onun hayatını bağışladığı için dua ettikten sonra,beyin huzurunu sağlamasını istiyor ve onun gözünde,iyi bir insan olması için şükran duasını ediyordu. Rahip, kişisel ilişkileri sayesinde, Avusturalya'daki en iyi plastik cerrahla görüştü.Genç adam hiçbir ücret ödemeyecekti.Çünkü; doktor, rahibin en yakın arkadaşıydı.Doktor genç adamdan çok etkilenmişti.Onun hayata bakış açısı,tüm kötü tecrübelerine karşı mizah ve sevgi doluydu. Cerrah harika bir şey başardı.En iyi diş ameliyatlarını onun için yaptı.Genç adam,Tanrı'ya söz verdiği her şeyi yerine getirdi..Tanrı da onu harika ve çok güzel bir eş,yedi çocuk ve ileride kariyer için düşündüğü iş hayatındaki başarı ile ödüllendirdi.Eğer Allah'a şükretmezsen ve sana değer veren insanları sevmezsen,toplumda kabullenilemezsin. Bu genç adam................... Mel Gibson 'dı .... Onun hayatı "Yüzsüz Adam" filminin prodüksiyonuna ilham oldu. O hepimizi kendine imrendirdi.Cesareti olan her insana örnek oldu.. .

     

**BİR OYUN**


Bike Champ 2
Nasıl Oynanıyor ?
Oyunun resmine tıklayın. Açılan pencerede oyunun yüklenmesini bekleyin. W, A, S, D tuşlarını veya Yön Tuşlarını kullanarak motorunuzun ilerlemesini sağlayın. 
Diğer oyunlar için Oyun Sayfamız.

FIKRA.NET Mail Grubuna üye olmak ve her gün birçok mizah içerikli yayın okumak ve paylaşmak isterseniz lütfen aşağıdaki formu kullanarak kayıt olunuz.
Unutmayın FIKRA_NET Mail Grubuna Üye Olmak Bir Ayrıcalıktır!!!

Fikra_Net Grubuna Üye Ol
Powered by groups.yahoo.com

FIKRA.NET bir Fıkra, Karikatür, Hikaye, Video, Oyun sayfasıdır. Fıkralar içinde Temel fıkraları, Sarışın fıkraları, Nasrettin Hoca fıkraları ve Çeşitli fıkralar mevcuttur. Bunların yanında sayfamızda Fıkra gibi olaylar, Kısa hikayeler, Karikatürler, Komik Videolar, Oyunlar, Yurdum insanı bölümlerini bulabilirsiniz.

FIKRA.NET © 2001 Bütün hakları HALİT KINCAL Tarafından Saklıdır.


SAYFA İÇERİĞİ

853-Fıkra,
85-Günün Sözü,
216-Karikatür,
48-Fıkra Gibi,
92-Hikaye,
47-Duvar Yazısı


İÇERİK ARAMA

ARKADAŞIMA
ÖNER

Sizde sevdiklerinizi güldürmek istiyorsanız.

Adınız

Email'iniz

Arkadaşınızın Adı

Arkadaşınızın Email'i


Sahibinden
 Sahibinden