** BİR FIKRA **

Fıkra No..:559 Fıkra Adı..:Şişti İnmiii Tarih..:12/23/2004


Anadolunun ağalık düzeni süren bölgelerinde , herkes başı sıkışınca , bir derdi olunca doğru ağaya koşar. Çünki ağa güçlüdür , beceriklidir , herşeyi bilir. Küçük reşo'nun da kamışına su yürümüş.Yani ergenliğe erişmiş.Ama bu farkında değil aleti devamlı şişiyor ağrıyor. Hastalandığını sanmış ve doğru ağaya koşmuş. Kapı yı açan ağaya aletini göstererek ağlamaklı bir sesle ;
- ağam şişti inmir.(İnmiyor) Ağa durumu anlamış. İçerden buz almış ve reşonun alete buzu basmış. Buzun etkisiyle ağrı ve şişlik kalmamış. Reşo rahatlamış ve mutlu bir şekilde eve dönmüş. Ama ertesi gün aynı dert. Yine şişlik ve ağrılar. Tekrar ağaya koşmuş. Yine buz faslı. 3. gün yine ağrı ve şişten şikayetle ağaya koşmuş. Kapıyı çalmış. Bu kez ağanın karısı açmış kapıyı.
-Abla ağam evde yok mu dur?
- Yoktur Ula ne yapacaksın ağayı? Reşo bu kez ağanın karısına aleti işaret ederek , sızlanmış
- Abla şişti. İnmir. Abla durumu analmış ve reşoyu içeri almış. Reşonun aletini bir güzel indirmiş ve göndermiş. Reşo bu tedavi yönteminden oldukca memnun kalmış. Ertesi gün yine dayanmış ağanın kapısına. Kapıyı bu kez ağa açmış.
- Yine ne var ula. demiş
- Ağam abla yoktur.
- Ablayı ne yapacaksın ? ula pok yiyen. Reşo aletini işaret ederek;
- Vallah ağam o senden eydir. O hem şişini indirir. Hemde İltihabını alir.


Kategori..:+18 Puan..:6.410

Oy Ver.....:        Bu Fıkra İçin Oy Ver. 1-En Kötü  10-En İyi

Bu fıkrayı Email adresine,
Gönderen (Ad Soyad)  

** GÜNÜN SÖZÜ **

% 1000 Kazanç elde edilebilir,ama
%100’den daha çok kaybedilemez.
Hermann Josef Abs

** BİR KARİKATÜR **

**FIKRA GİBİ**

Fıkra Gibi No..:33 Fıkra Gibi Ad..: Kötü Haber


İstanbul'da universitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kızım benim. N'abersin bakalım?..."
-"Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayırdır? Bi sorun mu var?... Kiz ağlamaya başlar; babası ise üzüntü ve merakla :
-"N'ooldu kızım? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş..."
-"Ne evi ? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı ya. Ben onunla evlendim."
-"Iyi halt ettin. Neyse, artık yapacak bir şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın..."
-"Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotograflarımı Internetten herkese yollayacakmış...."
-"Puuh. Rezil... Çıplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacığım. O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir şey yapacağını."
-"Peki. Olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı...öğleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotografları..."
-"Sağol baba. Eeee. Şey...Bir de kurtaj icin 2 milyara ihtiyacım var..." Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur:
-"Kurtaj mı ? Bir de hamile mi kaldın o çocuktan sen?..."
-"Aslında ondan değil... Zenci bir çocuk vardı...Zaten o yüzden ayrılıyoruz ya...." Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu duşer, artık inleyerek konuşmaktadır:
-" Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahım. Nedir bu başımıza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını..."
-"İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü..." Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu sekilde konusmasını sürdürebilir:
-"Okuldan mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmıycam sana. İlk isteyenle de evlendiricem...."
-"O iş zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben..."
-"Allahım, çıldıracağım... Bir de cinsel hastalıklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadasları vardı. Bilmem artik hangisinden kapmışımdır..." Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir; ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
-"Hemen bu aksam dayını yolluyorum oraya. Seni alıp gelecek.."
-" Mahmutpasa Karakolu'ndayım... Gelirken kefalet icin de biraz para getirsin yanında..."
-"Karakol mu?...Bir de karakola mı düştün layyynnn? Ne yaptın?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de kokorecci dükkanına girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım..." Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime; adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar:
-"Babacığım. Sakın üzülme. Bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım..." Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır:
-"Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin....

     

** BİR HİKAYE **

Hikaye No..:71 Hikaye Adı..: Ümit Taşı


Küçük çocuk, deniz kenarında gördüğü yassı bir taşın güzelliğine hayran olmuştu. Mutlaka bir mücevherdi bulduğu. Şekli de bir insan kalbi gibiydi. Üstelik parıl parıl parlamaktaydı. Çocuk taşı avuçlayıp eve koştu. Ve onu büyük bir heyecanla babasına uzattı. Adam, yavrusunun soğuktan morarmış avucundaki taşın, birbirine sürtüldüğünde kıvılcım çıkaran bir çakmak taşı olduğunu hemen anladı. Fakat bunu ona söylemedi. Küçük çocuk, rüyalarını süsleyen bisiklete kavuşmak için elindeki taşı satmak istiyor ve o paranın bir bölümüyle bir de top alacağına inanıyordu. Fakat babası buna yanaşmıyordu. Çocuk, işin kendisine düştüğünü anladığında, tatilde simit sattığı çarşıya gitti. Kuyumcu vitrinleri, göz kamaştıran ışıkların aydınlattığı altın kolyelerle doluydu. Bir de, elindeki taşın çok daha küçük olanlarıyla süslenen pahalı yüzüklerle. Çocuk en gösterişli mağazayı gözüne kestirdikten sonra, bir süre vitrin önünde bekledi. İçeride, dükkan sahibi olduğu anlaşılan bir adam vardı. Müşteri olarak da kürk mantolu bir hanım. Küçük çocuk biraz sonra içeri girdi. Ve cebinden çıkardığı taşı dükkan sahibine uzatarak: "Bu pırlantayı deniz kenarında buldum efendim. Eğer isterseniz size satarım." Dedi. Adam taşa uzaktan bir göz atıp: "O sadece basit bir çakmak taşı. Bütün sahil o taşlarla doludur." Dedi. "Hayır!" diye atıldı küçük çocuk. "İsterseniz ıslatın, ne kadar parladığını göreceksiniz." Dükkan sahibi, zengin müşterisini kaçırmaktan korkuyor ve çocuğu kolundan tutup atmayı planlıyordu. Kadın onun niyetini sezmişti. Çocuğun taşına yakından bakıp: "Tam istediğim şey!" Diye gülümsedi. "Onu bana satar mısın?" Küçük çocuk, taşının gerçek değerini anlayan biriyle karşılaşmış olmaktan son derece mutluydu. Kadının cebine doldurduğu paralar ise, aklını başından almıştı. Defalarca teşekkür ettikten sonra, koşarak uzaklaştı. Kadın, elindeki taşı kuyumcuya vererek ona bir zincir takmasını istedi. Belli ki mücevher gibi taşıyacaktı. Dükkan sahibi, yapmış olduğu ikazı anlamadığı için, kadının aldandığını düşünüyordu. Bu yüzden: "Söylemiştim, ama tekrar edeyim! Satın aldığınız şey basit bir taştır." Kadın, önce pırlanta kolyesine, daha sonra da yüzüğüne bakarak: "Zannetmiyorum!... O taş bence bunlardan daha değerli, çünkü küçük bir çocuğun ümidini taşıyor..." dedi...

     

**BİR OYUN**


Bike Champ 2
Nasıl Oynanıyor ?
Oyunun resmine tıklayın. Açılan pencerede oyunun yüklenmesini bekleyin. W, A, S, D tuşlarını veya Yön Tuşlarını kullanarak motorunuzun ilerlemesini sağlayın. 
Diğer oyunlar için Oyun Sayfamız.

FIKRA.NET Mail Grubuna üye olmak ve her gün birçok mizah içerikli yayın okumak ve paylaşmak isterseniz lütfen aşağıdaki formu kullanarak kayıt olunuz.
Unutmayın FIKRA_NET Mail Grubuna Üye Olmak Bir Ayrıcalıktır!!!

Fikra_Net Grubuna Üye Ol
Powered by groups.yahoo.com

FIKRA.NET bir Fıkra, Karikatür, Hikaye, Video, Oyun sayfasıdır. Fıkralar içinde Temel fıkraları, Sarışın fıkraları, Nasrettin Hoca fıkraları ve Çeşitli fıkralar mevcuttur. Bunların yanında sayfamızda Fıkra gibi olaylar, Kısa hikayeler, Karikatürler, Komik Videolar, Oyunlar, Yurdum insanı bölümlerini bulabilirsiniz.

FIKRA.NET © 2001 Bütün hakları HALİT KINCAL Tarafından Saklıdır.


SAYFA İÇERİĞİ

853-Fıkra,
85-Günün Sözü,
216-Karikatür,
48-Fıkra Gibi,
92-Hikaye,
47-Duvar Yazısı


İÇERİK ARAMA

ARKADAŞIMA
ÖNER

Sizde sevdiklerinizi güldürmek istiyorsanız.

Adınız

Email'iniz

Arkadaşınızın Adı

Arkadaşınızın Email'i


Sahibinden
 Sahibinden